BMV de çalışan Patnos'lu bir Makine Mühendisi
1994 Yılının serin bir Eylül gününde okulların ders başı yapmaları beni de öğrenci sıralarına çekmişti. Mahalle Aynı mahalle,arkadaşlarım aynı kişilerdi. Farklı olarak üzerimize giydiğimiz önlük ve yakalıklar vardı.Gerisi tam bir perişanlıktı.
![](/images/files/uploads/sinirlariasanpatnossevdasi%20%281%29.jpg)
Okulda öğrendiğim ilk kelime “Buradayım” olmuştu. Yoklama sırasında isimler okunanda verilmesi gereken zorunlu cevap olduğu içindir belki de. Öğrendiğim bu ilk kelimenin heyecanını babamla paylaşamadığım için üzgündüm. Çünkü babamın İş başvurusu kabul edilmiş,işçi olarak Almanya’ya gitmişti.
Artık zamanlarımın tamamı babamı özleyerek geçirecek ve bu hasret tam beş yıl sürecekti. Beş yıl sonra babamı o da kısa bir süreliğine geldiği yaz izninde gördüm. İzin mi kısaydı,bana mı öyle gelmişti? Hala anlamıyorum Evde “Almanya’ya gidiyoruz” söylemi dillendirildiğinde Liseye yeni başlamış başarılı bir öğrenci olarak üniversiteye yönelik hayaller kurmaya başlamıştım. Babam gerekli organizeyi yapmış ve bizi yanına almaya karar vermişti.
9 Mayıs 2003’te uçağımız Düsseldorf havaalanına indiğinde Pasaport kontrolü öncesi iri yarı sarışın Alman Polisi ve tasmasından kavradığı Alman Kurt köpeğinin üzerimize kilitlenmiş bakışları burada yaşamın hiç de kolay geçmeyeceğinin habercisi gibiydi.
Zor bir dönemdi. patnos İbrahim karaoğlanoğlu İlkokulu’ndaki İlk günlerime benziyordu Almanya’daki ilk günlerim. Orada tek kelime Türkçe,burada ise tek kelime Almanca bilmiyordum. Hazırlık sınıfından sonra 9.sınıfa başladığımda içine girdiğim ortamdakiler bana yabancı ben ise hep şüpheyle yaklaşıyordum. Hiç şüphesiz yaz tatillerinde kaçarak geldiğim Patnos’taki günlerim tabiri caizse tam bir terapi niteliğindeydi.
Doğulu insanın sert iklim şartlarına direnişinin getirdiği bir özellik olmalı ki ben: Beni bekleyen tüm engellerle savaşmak ve başarmak için adeta Yemin etmiştim. Önümdeki her düğümü kararlılıkla çözüyor, engelleri bir,bir önümden kaldırıyordum. O yıl ortaokulu birincilikle bitirdim. Öyle ki Almanca dersinde bile Alman çocuklardan daha yüksek notlar alıyordum. Bu durum bana alan önyargıyı değiştirdiği gibi İyi bir liseye kayıt yapmamı sağlamıştı. Almanya Üniversiteleri Lise başarısına göre sınavsız öğrenci aldığından Mücadelemin karşılığını almış, RWTH Aachen Teknik Üniversitesinde Makine Mühendisliği bölümünde eğitimime başlamıştım.Köln Teknik Üniversitesinden Mezun oldum.
![](/images/files/uploads/sinirlariasanpatnossevdasi%20%282%29.jpg)
Göç edip Patnos’tan ayrıldığımda kendimi,balıkçı ağına takılmış binlerce küçük balıktan bir tanesi gibi hissediyordum. Patnos’ta “Buradayım” ile başlayan serüvenim artık 3. Bir dili günlük yaşamda kullanmamı zorunlu kılmıştı. Başarmak ve başarımı Patnoslu olmakla ilişkilendirmek bana mutluluk veriyordu. Çünkü Patnos: Beni var edendi. İlk güldüğüm, ağladığım,öğrendiğim yerdi. Yüzmeyi öğrendiğim Badişan Çayı’nı; Krekom köprüsünden balıklama suya atlamayı Nisan ayında yağan yağmurlarla çamur deryasına dönen toprak yolları, Lazların Fırını’ndan aldığım sıcak pideyi; Otlu peyniri, Bayramlarda kapı kapı dolaştığımız komşuları hiç unutmadım.
"Bülbülü altın kafese koymuşlar da yine de ah vatanım." demiş ya; Tıpkı öyle. Teknolojinin ve gelişmişliğin verdiği sınırsız hizmetlere rağmen insan yine de memleketini arıyor.
![](/images/files/uploads/sinirlariasanpatnossevdasi%20%283%29.jpg)
Toz-toprak yollarda,yoksulluğun kol gezdiği bir coğrafyada insan ne arayabilir ki? Doğrusu ben de tam olarak anlamış değilim. Ama arıyor insan. Bir dengbêj türküsü kulağıma ulaştığında birden her şeyi unutuyor ve dalıp gidiyorsam doğduğum coğrafyaya, Bunun bir adı olmalı
diye orguluyorum kendimi. Sonra nereye ait olduğumu kavrıyorum.
""Ben Patnos'luyum" diyorum. Şimdi Başka bir dünyada olsam da. Dünya markası bir kuruluşta ve çok iyi bir konumda olsam da, Patnos'a ait olduğum gerçeğini unutamıyorum.
Patnos Sevdasını Belki de En mutlugünlerimi yaşadığım çocukluk dönemime bağlıyorum. Çünkü sonrası çocukluğumu bir daha yaşayamadım. Hep bir mücadele,hep bir çabanın içindeydim.Belki bir hedefime ulaştım ama Çocukluğumu ve çocukluğumun geçtiği Patnos'u kaybetmenin hüznünü aklımdan çıkaramadım. Bir gün kavuşuruz diye bekleyen çaresiz aşıklar gibi bir şey benim sevdam Benim Almanya’da Patnos için yaptığım bireysel çalışmaları İzmir Patnoslular Derneğinin Kurumsal olarak yapmasından büyük mutluluk duydum.
![](/images/files/uploads/sinirlariasanpatnossevdasi%20%284%29.jpg)
İyi ki Patnosluyum diyor, Tüm büyüklerimin ellerinden öpüyorum.
Vefa Şahin
1994 Yılının serin bir Eylül gününde okulların ders başı yapmaları beni de öğrenci sıralarına çekmişti. Mahalle Aynı mahalle,arkadaşlarım aynı kişilerdi. Farklı olarak üzerimize giydiğimiz önlük ve yakalıklar vardı.Gerisi tam bir perişanlıktı.
![](/images/files/uploads/sinirlariasanpatnossevdasi%20%281%29.jpg)
Okulda öğrendiğim ilk kelime “Buradayım” olmuştu. Yoklama sırasında isimler okunanda verilmesi gereken zorunlu cevap olduğu içindir belki de. Öğrendiğim bu ilk kelimenin heyecanını babamla paylaşamadığım için üzgündüm. Çünkü babamın İş başvurusu kabul edilmiş,işçi olarak Almanya’ya gitmişti.
Artık zamanlarımın tamamı babamı özleyerek geçirecek ve bu hasret tam beş yıl sürecekti. Beş yıl sonra babamı o da kısa bir süreliğine geldiği yaz izninde gördüm. İzin mi kısaydı,bana mı öyle gelmişti? Hala anlamıyorum Evde “Almanya’ya gidiyoruz” söylemi dillendirildiğinde Liseye yeni başlamış başarılı bir öğrenci olarak üniversiteye yönelik hayaller kurmaya başlamıştım. Babam gerekli organizeyi yapmış ve bizi yanına almaya karar vermişti.
9 Mayıs 2003’te uçağımız Düsseldorf havaalanına indiğinde Pasaport kontrolü öncesi iri yarı sarışın Alman Polisi ve tasmasından kavradığı Alman Kurt köpeğinin üzerimize kilitlenmiş bakışları burada yaşamın hiç de kolay geçmeyeceğinin habercisi gibiydi.
Zor bir dönemdi. patnos İbrahim karaoğlanoğlu İlkokulu’ndaki İlk günlerime benziyordu Almanya’daki ilk günlerim. Orada tek kelime Türkçe,burada ise tek kelime Almanca bilmiyordum. Hazırlık sınıfından sonra 9.sınıfa başladığımda içine girdiğim ortamdakiler bana yabancı ben ise hep şüpheyle yaklaşıyordum. Hiç şüphesiz yaz tatillerinde kaçarak geldiğim Patnos’taki günlerim tabiri caizse tam bir terapi niteliğindeydi.
Doğulu insanın sert iklim şartlarına direnişinin getirdiği bir özellik olmalı ki ben: Beni bekleyen tüm engellerle savaşmak ve başarmak için adeta Yemin etmiştim. Önümdeki her düğümü kararlılıkla çözüyor, engelleri bir,bir önümden kaldırıyordum. O yıl ortaokulu birincilikle bitirdim. Öyle ki Almanca dersinde bile Alman çocuklardan daha yüksek notlar alıyordum. Bu durum bana alan önyargıyı değiştirdiği gibi İyi bir liseye kayıt yapmamı sağlamıştı. Almanya Üniversiteleri Lise başarısına göre sınavsız öğrenci aldığından Mücadelemin karşılığını almış, RWTH Aachen Teknik Üniversitesinde Makine Mühendisliği bölümünde eğitimime başlamıştım.Köln Teknik Üniversitesinden Mezun oldum.
![](/images/files/uploads/sinirlariasanpatnossevdasi%20%282%29.jpg)
Göç edip Patnos’tan ayrıldığımda kendimi,balıkçı ağına takılmış binlerce küçük balıktan bir tanesi gibi hissediyordum. Patnos’ta “Buradayım” ile başlayan serüvenim artık 3. Bir dili günlük yaşamda kullanmamı zorunlu kılmıştı. Başarmak ve başarımı Patnoslu olmakla ilişkilendirmek bana mutluluk veriyordu. Çünkü Patnos: Beni var edendi. İlk güldüğüm, ağladığım,öğrendiğim yerdi. Yüzmeyi öğrendiğim Badişan Çayı’nı; Krekom köprüsünden balıklama suya atlamayı Nisan ayında yağan yağmurlarla çamur deryasına dönen toprak yolları, Lazların Fırını’ndan aldığım sıcak pideyi; Otlu peyniri, Bayramlarda kapı kapı dolaştığımız komşuları hiç unutmadım.
"Bülbülü altın kafese koymuşlar da yine de ah vatanım." demiş ya; Tıpkı öyle. Teknolojinin ve gelişmişliğin verdiği sınırsız hizmetlere rağmen insan yine de memleketini arıyor.
![](/images/files/uploads/sinirlariasanpatnossevdasi%20%283%29.jpg)
Toz-toprak yollarda,yoksulluğun kol gezdiği bir coğrafyada insan ne arayabilir ki? Doğrusu ben de tam olarak anlamış değilim. Ama arıyor insan. Bir dengbêj türküsü kulağıma ulaştığında birden her şeyi unutuyor ve dalıp gidiyorsam doğduğum coğrafyaya, Bunun bir adı olmalı
diye orguluyorum kendimi. Sonra nereye ait olduğumu kavrıyorum.
""Ben Patnos'luyum" diyorum. Şimdi Başka bir dünyada olsam da. Dünya markası bir kuruluşta ve çok iyi bir konumda olsam da, Patnos'a ait olduğum gerçeğini unutamıyorum.
Patnos Sevdasını Belki de En mutlugünlerimi yaşadığım çocukluk dönemime bağlıyorum. Çünkü sonrası çocukluğumu bir daha yaşayamadım. Hep bir mücadele,hep bir çabanın içindeydim.Belki bir hedefime ulaştım ama Çocukluğumu ve çocukluğumun geçtiği Patnos'u kaybetmenin hüznünü aklımdan çıkaramadım. Bir gün kavuşuruz diye bekleyen çaresiz aşıklar gibi bir şey benim sevdam Benim Almanya’da Patnos için yaptığım bireysel çalışmaları İzmir Patnoslular Derneğinin Kurumsal olarak yapmasından büyük mutluluk duydum.
![](/images/files/uploads/sinirlariasanpatnossevdasi%20%284%29.jpg)
İyi ki Patnosluyum diyor, Tüm büyüklerimin ellerinden öpüyorum.
Vefa Şahin