TOPEDAR
Sığırların kışın kılları sıklaşıp uzadığından, top yapma imkanı daha çok olduğundan olacak ki genellikle kışın oynanan çocukluğumuzun en çok beğenilen oyunlarından biriydi topedar Günümüzün beyzbol oyununa benzeyen bir oyundur.
Kışları genellikle hayvanları yemlemek üzere karın üstüne serilen kurumuş otların, yemleme bittikten sonra meydana getirdiği pratik sahalar olan ve “Drunge” dediğimiz bu alanlarda oynanan “Topedar” yazları ise her türlü düz alanda oynanabiliyordu. Oyun iki grup halinde kışın ineklerin tüyleri tarandığı zamanlarda dökülen kılların toplanıp sarılmasıyla elde edilen bir topla oynanır. Oyunda dikdörtgen şeklinde çok uzun bir saha vardır.
Sahanın bir iki ucunda çizgilerle belirlenmiş 2 güvenli bölge vardır. Bir grup güvenli bölge çizgisinin içine, diğer grup dasahanın içine ama güvenli bölge çizgisinin dışına geçer. Güvenli bölge içerisindeki gruptan seçilen bir kişi o topu sopayla kaldırır ve diğer takım arkadaşı da sopayla o topa vurur. Top ne kadar uzağa giderse ve rakip takım ne kadar geç topa ulaşırsa güvenli bölge içerisindeki takım oyuncularının karşı güvenli bölgeye geçmeleri o kadar kolay olur.
Çizginin dışında olan grup güvenli bölgeye geçen rakip takım oyuncularına topla vurmaya çalışır. Top kime değerse o oyun dışı kalır ve güvenli bölge dışındakiler ile içindekiler yer değiştirir. Firesiz her karşıya geçiş takım lehine bir sayı olur. Topedar oyununda takım oluştururma,ya da başlama yetkisini almak için ayak ölçümü ile sayışmalar yapılırdı. Belli bir mesafede karşılıklı duran iki takımın kaptanından biri “Dewrêşim. Qelemkêşim. Ted’qelêşim.”deyip birbirine eklemeli üç ayak boyu ilerlerken,diğeri: “Yasînim. Çûçmîsînim. Ted’xesinim.”diyerek üç ayak sayıp karşılık verirdi.
Sonunda hangi kaptanın ayakları diğer kaptanın ayak hizasını geçerse başlama hakkını kazanırdı. Sayışmalarda yazılı olmayan bir edebiyatın tekerlemelerini farkına varmadan söylediğimiz oyunlar teknolojinin kurbanı olacak kadar savunmasız olmalılar ki,günümüzde hatırlayan bile yok. Topedardan başka brêê de oynanırdı. Onu da başka sayıda anlatırız inşallah.
Sığırların kışın kılları sıklaşıp uzadığından, top yapma imkanı daha çok olduğundan olacak ki genellikle kışın oynanan çocukluğumuzun en çok beğenilen oyunlarından biriydi topedar Günümüzün beyzbol oyununa benzeyen bir oyundur.
Kışları genellikle hayvanları yemlemek üzere karın üstüne serilen kurumuş otların, yemleme bittikten sonra meydana getirdiği pratik sahalar olan ve “Drunge” dediğimiz bu alanlarda oynanan “Topedar” yazları ise her türlü düz alanda oynanabiliyordu. Oyun iki grup halinde kışın ineklerin tüyleri tarandığı zamanlarda dökülen kılların toplanıp sarılmasıyla elde edilen bir topla oynanır. Oyunda dikdörtgen şeklinde çok uzun bir saha vardır.
Sahanın bir iki ucunda çizgilerle belirlenmiş 2 güvenli bölge vardır. Bir grup güvenli bölge çizgisinin içine, diğer grup dasahanın içine ama güvenli bölge çizgisinin dışına geçer. Güvenli bölge içerisindeki gruptan seçilen bir kişi o topu sopayla kaldırır ve diğer takım arkadaşı da sopayla o topa vurur. Top ne kadar uzağa giderse ve rakip takım ne kadar geç topa ulaşırsa güvenli bölge içerisindeki takım oyuncularının karşı güvenli bölgeye geçmeleri o kadar kolay olur.
Çizginin dışında olan grup güvenli bölgeye geçen rakip takım oyuncularına topla vurmaya çalışır. Top kime değerse o oyun dışı kalır ve güvenli bölge dışındakiler ile içindekiler yer değiştirir. Firesiz her karşıya geçiş takım lehine bir sayı olur. Topedar oyununda takım oluştururma,ya da başlama yetkisini almak için ayak ölçümü ile sayışmalar yapılırdı. Belli bir mesafede karşılıklı duran iki takımın kaptanından biri “Dewrêşim. Qelemkêşim. Ted’qelêşim.”deyip birbirine eklemeli üç ayak boyu ilerlerken,diğeri: “Yasînim. Çûçmîsînim. Ted’xesinim.”diyerek üç ayak sayıp karşılık verirdi.
Sonunda hangi kaptanın ayakları diğer kaptanın ayak hizasını geçerse başlama hakkını kazanırdı. Sayışmalarda yazılı olmayan bir edebiyatın tekerlemelerini farkına varmadan söylediğimiz oyunlar teknolojinin kurbanı olacak kadar savunmasız olmalılar ki,günümüzde hatırlayan bile yok. Topedardan başka brêê de oynanırdı. Onu da başka sayıda anlatırız inşallah.